Saf Tanıklık Durumu / Saf Bilinçlilik
Saf bilinç, sistematik nefes uygulamaları sürecinde insan doğasının doğrudan deneyimidir. Bu doğrudan deneyimin özelliklerinin ortaya konulması bilinci anlamamızı kolaylaştıracaktır. “Saf bilinç”teki saf, bilgi işleme ve bilginin içeriği olaraktan serbest olmaktır. İçerik ise kendine farkındalıktır. Normal uyanıklık durumundaki dış nesneler, içsel düşünceler ve hislerinden daha farklıdır. Saf bilinç sürecinde üç önemli duygu durumu ortaya çıkar: • Uzay/ zamanda olma • Bedeni hissetmeme, • Huzur, • Sonsuzluk, hiçlik, boşluk
Bu duygular günlük yaşamda deneylediğimiz tanımlardır. Bazen derin, sonsuz bir sessizlik oluştuğunda tam olarak uyanık ve farkında olduğunu hissedersin. Düşünceler yoktur. Nerede ve ne zamanda olduğun hiç önemli değildir. Bütünlük duygusu baskındır. Saf Tanıklık/ Saf Bilinçlilik durumunu diğer bilinç durumları ile karşılaştırırsak saf tanık durumunda bireysel varlığın bütünsel varlığa dönüştüğü gözlemlenir. Derin uyku esnasında benlik duygusu ve nesnelerin varlığı önemli değildir. Uyanma ile benliğimizi kazanırız ve aynı zamanda nesnel dünyaya gireriz. Ama saf bilinç durumunda benliğimiz olmasına karşın nesnel dünya yoktur. Bu normal uyanıklık bilincinden farklıdır. Uzay-zaman ve beden hissi normal uyanıklık deneyimlerimizin anlaşılması için gereklidir. Saf tanıklık deneyimi esnasında, uyanıklık deneyiminin hem esas çatısı hem de içeriği ortadan kalkar. Buna göre saf tanıklık durumu uyanıklığın değişmiş bir görünümü olmadığı gibi biçimi değişmiş bir uyanıklık deneyimi olarak da tanımlanamaz. Saf tanıklık daha çok uyanıklık deneyimlerinin alışılmış niteliklerinin azalması ile tanımlanabilir. Saf tanıklık; uyanıklık durumu ve içeriği yokken kendinin farkında olma durumu yani deneyim sürecinden ayrılmış kendi farkında lığı olarak görünmektedir. Saf Tanıklığın Fizyolojisi Saf tanıklık genelde nefes uygulamaları sonrasında doğal olarak ortaya çıkan bir deneyimdir. Kişinin kültür, dünya bakışı ve inanç ve kabullerinden bağımsızdır. Yaşanan her deneyimin beyinde ve sinir sisteminde işlevsel bir karşılığı vardır. Bu nedenle bilişsel bilgi işleme ve bilincin durumları sinir sistemi ve beynin farklı alanlarındaki aktivitesi ya da çalışması ile tanımlanabilir. Bu nedenle saf bilinç deneyimi, fizyolojik işlevde özel bir durumla karakterize olmalıdır. EEG, solunum hızı, deri direnci ve kalp hızının değişimi saf bilinci anlamak için bir pencere olarak görülebilir. Tutulan nefes bu deneyimin ilk bilinen yansımasıdır. Saf tanıklık durumunda nefes yaklaşık 1-4 saniye tutulabilir. Nefes uygulamaları sürecinde görülen 4-6 saniyeden daha fazla sürmeyen nefes tutulmaları normal zamanlarda görülmez. Bu durum beyin sapında yerleşik olan solunum merkezinin yoğun etkilenmesi sonucunda oluşur. Diğer yansıma ise, nefes değişikliği ile ortaya çıkan deri direncidir. Otonom sinir sisteminin bu yanıtı, uyum esnasında dikkatin çevresel uyarandan içe çevirmeyi anlatır. Başka bir yansıma saf tanıklık sürecinde elde edilen EEG verileridir. Nefes tutma öncesi ile karşılaştırıldığında EEG’deki güç 0,5-1,5 Hz kadar artar. Nefes alışverişinden sorumlu beyin sapındaki parabrakialis medialis çekirdeği uyanıklık esnasında sessizdir. Fakat saf bilinç esnasında bu çekirdek aktive olur. Nefes alışverişinde ortaya çıkan bu değişiklik ortamında otonom sinir sisteminin işlevi değişir. Saf tanıklık öncesinde sempatik aktivite düşük (deri direnci daha düşük kaydedilir) ve parasempatik aktivite yüksektir. (artmış solunumsal düzensizliğe neden olur). Saf tanıklık durumunun ortaya çıkışı ile hem sempatik hem de parasempatik uyarıda bir patlama oluşur ve ardından derin sessizlik ortaya çıkar. Deneyimlerde tanımlanan sınırsızlık, hiçlik, boşluk ve huzur hali, nefesin tutulması, sayının azalması ve otonom aktivite ile belirgin doğrusal ilişki içindedir. Bu esnada ise EEG’de tepe güç frekansı artışı aynı zamanda farkındalık artışı ile eş zamanlıdır. Bu ilginç eş zamanlılıklar uyku, rüya ve normal uyanıklıkta görülenden tamamen farklıdır. Bilincin bu durumu normal uyanıklıktan çok daha farklıdır. Bazı zamanlar dalgalar oluşur ve bunlar uyanıklık bilincini, bazen rüyadaki bilinci ve bazen de derin uyku bilincini temsil ederler. Bu modelde, saf tanıklık; uyanıklık, rüya ve uykunun altında yer almaktadır. Hem nesnel, hem öznel olarak deneylenir. Her bir durumla diğeri arasında bağlantı vardır. Sonuç olarak saf tanıklık durumu uyanıklık bilincinden tamamen farklı olarak daha özel durumları içerir. Mustafa Kartal mkartalll@yahoo.com www.nefesteknikleri.com |