Vagus siniri, pseudokolin aktarıcısı yoluyla gevşeme tepkisini yönetir. Göğse yerleştirilen ve kalp ritmini ayarlayan cihaza benzer bir cihaz kullanılarak uygulanan vagus siniri uyarma tedavisi, epilepsi hastalarındaki krizleri kontrol etmek için 1997’den beri kullanılan bir tedavidir. Son senelerde yeni tedavi yöntemi olarak Epilepsi hastalarında krizleri kontrol etmek üzere vagus sinirini uyarmak için cerrahi yolla göğse yerleştirilen bir cihaz kullanılmaktadır. Bu küçük aletin, ilaçların kar etmediği klinik depresyonu tedavi ettiği onaylanmıştır.
Her 2 ila 5 dakikada bir bu küçük makine vagal siniri uyarmakta ve diyaframın kasılmasına neden olmaktadır. Bu yöntem depresyon tedavisi içinde yakın bir zamanda ABD’de onaylandı. Diyaframın istemli uyarılması anti depresanlar kadar iyi etki ediyor. Fakat bu küçük cihaz yaklaşık 25.000 dolarınıza mal oluyor, yalnızca sol vagus sinirini uyarıyor ve vagus sinirinin de küçük bir bölümünü etkiliyor. Vagus siniri cihazın uyarımı dışında vagus hareketleri denen uygulamalarla da gerçekleştirilebilir. Bu vagal hareketlerden biri, nefesinizi birkaç saniye tutmaktır. Bir diğeri çoşkulu bir şekilde kahkaha atmaktır. Sert bir şekilde öksürmekte diyaframı benzer şekilde uyarabilmektedir. Dışkılamada olduğu gibi karın kaslarınızı nefes vererek kasmak, diyaframın uyarılması için etkin uygulamalardır. Ventriküler taşikardili, atriyal fibrilasyonlu ve kalp vuruşlarını düzende tutmak isteyen kişiler bu vagal hareketleri yapma eğitimi almalıdırlar.
Elektronik vagal uyarımın etkileri üzerinde çalışmalar yapılmıştır ve bu küçük aletin, prolaktin, vazopresin ve oksitosin gibi hormonların üretilmesini sağladığı kanıtlanmıştır. Oksitosin “sokulma/kucaklaşma hormonu” olarak bilinir. Bir grup hayvan sosyal bir bağlamda yanyana geldiklerinde çok miktarda oksitosin salgılarlar. Bu hormon aynı zamanda çocuk doğumu, cinsel faaliyet ve süt emzirme sırasında da salgılanır.
Serotonin geri-emilim engelleyicileri, yani antidepresanlar, oksitosin salgısını etkinleştirir. Şimdi bu vagus siniri hakkında biraz düşünelim. Eğer vagus sinirinin uyarılması stresinizi dengelemenizin anahtarıysa, sanırım bu sinirin nereden geldiği ve ne yaptığı hakkında bilgili olmak gerekir. Vagus beyin sapından beyne uzanır. Sonra, bir üst ve bir alt uzantıya bölünür. Üst uzantı talamusu uyarır. Talamus, beyninizin düşünen kısmı olan korteksi uyarır. Alt uzantı ise lenf sistemine, yani duygusal beyne girer. Yani düşünüşünüzü, mantık yürütme yeteneğinizi, aynı zamanda duygu ve hislerinizi etkileyebilir.
Lenf sistemi çeşitli anatomik işlev bölgelerini yönetir. Hipotalamus; beslenme, savaş ya da kaç ve cinsel dürtü davranışlarını yönetir. Amigdala, neşe, mizah ve kızgınlıkla ilişkilidir ve memelilerde türe özgü programlanmış davranışların kaynağıdır. Dolayısıyla hayatta kalma için çok önemlidir. Bir kez daha, stresin, çevredeki tehlikeye verilen bir tepki olduğu fikrine dönmek istiyorum. Bu, türe özgü olarak programlanmış bir eylemdir. Hepimiz, çevremizde bizi çok korkutan bir şeye karşı bir tür reaksiyon gösteririz ve bu insanların çoğunluğu için geçerli olan, türe özgü bir tepkidir fakat görünüşe göre dünyaya karşı bu türe özgü reaksiyonu hissetmeyen küçük bir azınlık vardır. Hatta onlar bu dünyanın yaratımına katkıda bulunur. Bunu biraz düşünmenizi tavsiye ediyorum.
Travma sonrası stres bozukluğunda, amigdalanın faaliyeti ciddi bir şekilde değişir. Psikopatlarda amigdala bozuk veya çok farklı olduğunu gösteren çalışmalar gözlenmiştir. Hem sağ hem de sol vagus siniri, beyinden, karotid arterine paralel karotid kılıfı içinde gelir. Karotid arteri, bildiğiniz gibi, boynunuzun yanındaki, parmak uçlarınızı koyup kalp atışlarını hissedebildiğiniz arterdir. Boyna, göğse ve karna iner. Karında iç organların, bağırsakların inervasyonuna katkıda bulunur. Sol ve sağ vagus sinirleri boyundan, soluk ve yemek borusu arasından geçer.
Vagus sinirini uyararak, talamus ile korteks arasındaki üst uzantıyı etkileyebilirsiniz. Bu şekilde korteksi etkilediğinizde, duyusal motor ritmi denen şeyi meydana getirirsiniz. Bu, parietal kortekste etkinleşen, gevşemiş uyanıklık durumuyla ilişkili kalıptır. Yani sizi çok uyanık ve farkında yapar ama aynı zamanda gevşemiş ve stressiz bir durumdasınızdır. Bu duyusal motor ritmini sergileyen hayvanlar veya insanların, uykusu, sindirimi, düşünüşü, hafızası gelişmeler göstermektedir. Aynı zamanda beyinleri krizlere karşı çok daha dirençli hale gelir. İlaçlara ve aşırı yemeye karşı olan düşkünlüğü de önlediği söylenmektedir.
Kontrollü nefes egzersizleri yoluyla kendi kendinize vagus sinirini uyararak tüm bu faydaları gerçekleştirmeniz mümkündür. Sol ve sağ vagus sinirlerinin soluk ve yemek boruları arasından geçtiğini hatırlayın. Vagus sinirlerini uyaran nefes egzersizleri, sempatik sinir sistemindeki aşırı hareketlenmeyi azaltır. Parasempatik sinir sistem faaliyetini arttırır, sistemi gevşetir, dinlendirir, iyileştirir. Ve bu da sizi sakinleştirir. Kontrollü solumanın vagus siniri üzerindeki faydalı etkileri özellikle soluk veriş sırasında meydana gelir.
Nefes verme sırasında, kalp atış oranının düştüğü kabul edilir ve bu yavaşlama sırasında vagus etkinleşir. Sığ, hızlı nefes kalıpları vagusu engeller, çünkü vagal faaliyet çok kısadır. Nefes alışverişinizi yavaşlatarak daha fazla vagal faaliyet yaratabilir ve vagusun gevşetici, dinlendirici etkilerini arttırabilirsiniz.
Yanlış nefes alışverişinden kaynaklanabilecek başka ciddi sorunlar da vardır. Kişiler, doğduktan sonraki süre içinde derin ve uzun bir şekilde, yani diyaframlarını kullanarak doğal bir şekilde nefes almalarına karşın, zamanla kendi kendilerine dayattıkları sınırlamaların sonucu nefes alışverişlerini daraltırlar. Şarkı söylemenin organizma için çok faydalı oluşunun nedenlerinden biri, çok fazla nefesle ilişkili oluşudur. Bu çok etkileyicidir. Nefes Çalışmaları içinde biraz gevşetmek, eğlendirmek ve aralarındaki bağları geliştirmek için karaoke seansları düzenlenmektir.
Derin soluk ve verişler, duygusallıkla ve çeşitli hallerle ayrılmaz bir şekilde ilişkilidir. Çinliler bizim kana verdiğimiz metaforik anlamı nefese verirler. Onlara göre nefes hayattır. Solumak var olmaktır ve derin solumak, ruhunuzun, veya ruhunuzun enerjisi olan çi’nin harekete geçirilmesidir. Organizma ve onun bilinçli ve bilinçdışı işlevlerini iradeye uydurmada ustalaşma amacına yönelik doğru egzersizler nefes egzersizleriyle başlar. Nefeste ustalaşmadan, hiçbir şeyde ustalaşılamaz. Nefeste ustalaşmak o kadar kolay değildir.Gelişkinlik bakımından farklı iki insanın soludukları havanın özellikleri karşılaştırıldığında arada farklılıklar olacaktır. Diğer bir deyişle, ezoterik bir anlamda daha gelişkin olan bir birey, daha az gelişkin olanla karşılaştırıldığında, aynı havadan daha fazlasını alabilmektedir.
Nefes egzersizleri yüzlerce yıldır yoga eğitiminin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Nefes kontrolünün bir bireyin fizyolojisinde neredeyse anında değişiklikler meydana getirebileceği iddia edilmektedir. Olağanüstü direnç ve dayanıklılık gösterileri yapabilen yogilerle ilgili pek çok olay örneği vardır. Organizma üzerinde ustalaşma amacına yönelik doğru egzersizler nefes egzersizleriyle başlar. Nefeste ustalaşmadan, hiçbir şeyde ustalaşılamaz. Nefeste ustalaşmak o kadar kolay değildir. Bu anlamda, “Nefes Teknikleri ve Nefes Alma Sanatı” kitaplarımın okunmasını ve içindeki egzersizlerin uygulanmasını tavsiye ederim.
Mustafa Kartal mkartalll@yahoo.com www.nefesteknikleri.com |