Botox uygulamaları ile holotropik çalışmalar arasındaki gözlenebilen farklar
Holotropik nefes çalışmalarının cilt üzerindeki olumlu sonuçlarını anlatmak istediğim bu yazımda botox uygulamaları ile holotrpik nefes çalışmalarının aynı sonuca ulaşmalarına rağmen aralarındaki farkları anlatmaya çalışacağım. Öncelikle kırışıklıkların; cilt altına yerleştirilen katkı maddeleri ile, yine ciltteki kırışıklıkları sinirleri uyuşturararak veya felç ederek yok etmeye çalışan toksinlerin yan etkileri ve istenmeyen sonuçları üzerinde duracağız.
Botox, Clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir. Botoks, sinir uçlarında iletimi sağlayan maddelerin salınımını engelleyip, sinirler ile sinirlerin ulaştığı organlar arasındaki iletimi durdurma etkisidir. Sinir iletiminin durmasını, sinirin ulaştığı organın işlevlerinin azalmasını ya da işlevinin tamamen durmasını sağlatarak istenen yönde sonuç alınmaya çalışılır.
Botoks uygulamalarında ter bezleri ile sinir uçları arasındaki iletim durdurularak ter bezlerinin çalışmasının azaltılması amaçlanır. Botoks, uygulanırken ağrı hissedilebilir. İki yıl boyunca düzenli olarak botox uygulanan kişiler de kaslarda belirgin bir zayıflama ve buna bağlı yüz ifadesinde olumsuz değişimler olabilir. Bu nedenle uygulamaların iki yıldan sonra yapılması tavsiye edilmez.
Uygulama sonrası şişlik, morarma, nadiren de geçici olarak göz kapağında düşüklük yapabilir Botoksun gebelik ve emzirme döneminde zararlı etkisi bilinektedir. Sinir-kas sistemine ait hastalığı olan kişilerde ise kesinlikle önerilmez. Botox'un bir zehir olduğu herkes tarafından bilinir. Bu nedenle birçok insan botox tan korkar. Botox yüksek dozlarda öldürücü olabilir. Bunun için de 2500-3000 ünitenin üstünde botox alınmaması gerekir.
Botox un felç etkisi vardır.Uygulamalar ancak deneyimli uzmanlara teslim edilebilir. Kasın hangi ölçüde felç edileceği çok hassas bir konudur. İlacın kılcal damarlara rastlaması, yanlış kasa enjekte edilmesi çok sıkıntılı sonuçlara neden olabilir. Botox un bu derece hassas bir durum göstermesine, insan hayatı için tehlike içermesine ve bir çok kalıcı olumsuzluklara sebebiyet vermesinin bilinmesine rağmen güzel ve genç görünme isteği karşısında insan kendini riske atmasının önüne geçememektedir.Oysaki holotropik nefes çalışmalarını uygulayan herkes üzerinde, kırışıklıkların giderilmesi ve cildin genç ve güzel görünmesi hiç bir yan etki yaratmadan en doğal şekilde oluşmaktadır.
Holotrpik çalışmaların daha ilk uygulamısından sonra bile bütün bir vucut üzerinde bir dereceklik ısı düşmesine rağmen, bütün vucut derisi üzerinde hafif bir yanma algılaması gözlenir. Cilt gerilir ve pembeleşir. Gözenekler sıklaşır. Çalışmadan sonra aynaya bakıldığında inanılmaz değişimin hemen farkına varılır. Çalışmanın etkisi çok uzun saatler, hatta günler boyu devam eder. Bu çalışmayı yapan herkes çalışmaya olan konsantrasyon ve uygulamadaki başarıları oranında etkileri yaşarlar.
Holotopik çalışmanın esası metabolizmayı şaşırtmaktır. Hiç alışık olmadığı tarzda ani etki göndererek, sisteme olağan üstü durum yaşatmayı ve uyuyan sistemi harekete geçirmeyi amaçlar.
Holotropik çalışma; hızlı, tempolu ve derin diyafram nefesleriyle çok kısa zamanda kana yüksek oranda oksijen biriktirmeye dayalıdır. Bu vucuttaki oksijen ve karbondioksit dengesi üzerinde yeni bir yapılanmaya, alkali dengelerinin ve vucut kimyasalının değişmesine yol açar.
Bu durumdan en çok etkilenen otonom sinir sistemi kendi içindeki sempatik ve parasempatik sistemlerini harekete geçirerek bütün birsinir sistemini alarma geçirir. Bütün vucudu yeniden yapılaşmaya zorlar. Genellikle bütün sistem orijinal forma geçmek, ilk formata geri dönmek ister. Bu zamanla oluşmuş olan bozulmaların iyileşmesi anlamını taşır. zamanla eğrilmiş kemiklerin, yerinden çıkmış eklemlerin düzelmesi, eski yara ve amaliyat izlerinin hızla kapanması, beyazlaşmış saçların tekrar siyahlaşması olarak gözlenebilir. Sebebi zamanla tembelleşen veya çok az çalışmaya geçen hormonların ani şokla yeniden eski performanslarına dönmesidir.
Bu çalışmadan daha önceleri benzer tesirin oluşturulması için vucuda düşük oranda elektrik verilir, yada 220 volt elektrik verilerek şok adı verilen bir teknik uygulanırdı. Ya da düşük ve yüksek oranda uyuşturucu ve sakinleştirici kimyasallar kullanarak biyokimyamız üzerinde yani hormonlarımızın çalışma temposu üzerinde değişiklikler ve yeni yapılaşmalar oluşturmak amaçlanırdı.
Holotrpik çalışmalar bütün bu eski uygulamaları geçersiz kılmıştır. Bir çok yan etkisi bulunan ve sağlığa son derece zararlı olduğu bilinen botox uygulamaları yerine, artık bütün dünyada, hiç bir yan etkisi olmayan, hiçbir yabancı maddeyi vucuda almaya gerek bırakmayan ve maliyeti sıfır olan holotropik nefes çalışmaları gündemdedir. Birçok alanda faydalı tesirleri gözlemlenen holotropik çalışmaların en yoğun olarak cilt üzerindeki etkileri bilinmektedir.
Bağışıklık sistemini, ter bezlerini, trioid bezini, dolaşım sistemini harekete geçirerek, cilt altındaki sinir uçlarını uyararak, sarkık derilerin toparlanmasını, cildin gerilmesini, pembeleşmesini ve gözeneklerin sıklaşmasını sağlayan holotropik nefes teknikleri uygulamaları; deri altına enjekte edilen dolgu maddelerinin ve sinir uçlarını etkileyerek kasların hareket kabiliyetini kısıtlayarak kırışıkları azaltmaya çalışan botox uygulamalarının yerini almıştır.
mkartalll@yahoo.com
www.nefesteknikleri.com
www.nefesokulu.com